GÜNÜMÜZDE COVİD 19 ENFEKSİYONUNUN TEDAVİSİNDE NEREYE GELİNDİ?

2019 yılının son günlerinde tanısı konan ve 2020 yılının ilk günleri ile beraber karşı karşıya kaldığımız Covid 19 enfeksiyonu hızla bütün dünyada yayıldı ve pandemi halini aldı. Tıp dünyası yeni karşılaştığı ve hiç tanımadığı bu virus karşısında önce biraz şaşkın kalsa da, hızla toparlandı ve daha önce benzer virüs enfeksiyonlarında edindiği tecrübelere dayanarak covid 19 enfeksiyonunu tedavi etmek için kolları sıvadı.

Fakat işler hiç de kolay değildi, virüs ve oluşturduğu enfeksiyon hakkında nerdeyse hiç bilgi yoktu. Oluşan enfeksiyon hiç bulgusu olmayan hasta gurubundan başlayıp, sokakta yürürken düşüp ölen hastalara kadar uzanan geniş bir yelpazede uzanıyordu. Yapılan bilimsel çalışmalar ile önce virusun moleküler yapısı çözülerek bir RNA virüsü olduğu, vücutta hangi dokulara nasıl tutunabildiği ve nasıl yayıldığı  öğrenildi.

Her enfeksiyonda olduğu gibi, tedavi basamakları:
1. Bulaşı önlemek
2. Enfeksiyon etkeninin vücutta tutunma ve çoğalmasını engelleyecek, yada  inaktif hale getirerek ortadan kaldıracak ilaçlar
3. Enfeksiyon etkeninin vücutta meydana getireceği hasara engel olmak yada hasarı tedavi etmek

1. Bulaşı önlemek:
Solum yolu ile yayıldığı öğrenilen virüs için, yayılımı önlemek amacı ile maske, mesafe ve temizlik kurallarının önemi vurgulanarak tüm toplum ile paylaşıldı.

2. Enfeksiyon etkeninin vücutta tutunma ve çoğalmasını engelleyecek, yada virüsü inaktif hale getirerek ortadan kaldıracak ilaçlar:
Elimizde virüse etki edecek herhangi bir ilaç yoktu, bu durumda tıbbi bilgilerimiz değerlendirildiğinde virusa etkili olabilecek, bunun yanında dozlarını ve yan etkilerini bildiğimiz yani güvenliliği konusunda içimizin rahat edebileceği ilaçlara yöneldik. 

İnfluenza virus örneğinde olduğu gibi RNA viruslarının tedavilerinde kullanılmakta olan, ayrıca corona virus ailesinin daha önce meydana getirdiği SARS, MERS gibi epidemilerde kullanılmış ilaçlar bu enfeksiyonun da tedavisinde kullanılmaya başlandı. Bu ilaçlar (lopinavir/ ritonavir/ remdesivir/ oseltamivir ..vb ) virusun hücreye tutunmasını, böylece hücre içine girmesini, hücre içine girse bile virusun çoğalmasını engelleyen ilaçlar idi. Tüm bu ilaçların tedavide kullanılması için elimizde yeterli bilimsel kanıt yoktu fakat elimizde başka bir silah da yoktu. 

3. Enfeksiyon etkeninin vücutta meydana getireceği hasara engel olmak yada hasarı tedavi etmek
Virusun vücudumuza girmesi ve çoğalmasını engellemeye çalışmak enfeksiyon tedavisi için anahtar rol oynasa da bu başarılamadığı zaman, virüsün vücuda zarar vermesini engellemek gerekiyordu, ve biz gördük ki özellikle akciğerlerde ciddi hasarlara neden olarak solunum yetmezliği ve akciğer hasarı ile hastalar kaybedilebiliyor. Kısa sürede bunun nedeninin akciğerlerde immün sistemin aşırı reaksiyonu sonucu meydana gelen  ‘sitokin fırtınası’ olduğu öğrenildi. Sitokin fırtınasının önlenmesi yada oluşmuş ise doku hasarına engel olabilecek koruyucu tedaviler devreye sokuldu.

Bu nedenle,
İmmün sistemin düzenlenmesi amacı ile, yine sitokinlerin eklemlerdeki fazla salınması nedeniyle meydana gelen romatizmal hastalıkların tedavisinde kullanılan klorakin kullanıldı. Fakat özellikle azitromisin ile birlikte kullanıldığında kalp üzerine olan yan etkilerinin fazlalığı ve yapılan araştırmalarda tedavi edici etkisinin de çok kısıtlı olduğunun gösterilmesi ile pek çok ülkede tedavi protokollerinden çıkarılmasına rağmen, hala tartışmalı bir konudur.
Sitokin fırtınası sürecinde aşırı miktarda salgılanan sitokinlerin zarar verici etkilerinin önlenmesi amacı ile, kortikosteroidler kullanılmış, bu gurubun güçlü bir üyesi olan deksametazonun kritik hastalığı olan COVID-19 hastaları arasında ölümleri üçte bir oranında azalttığını gösterilmiştir. Yine sitokinlerin neden olduğu romatizmal hastalıkların tedavisinde kullanılan Anakinra kullanılmış, yapılan küçük ölçekli çalışmalarda özellikle solunum yetmezliği olan hastalarda tedaviye yardımcı olduğu belirtilmiştir. Yine bu guruptan diğer bir ilaç olan sarilumab için çalışmalar devam etmektedir.

COVID-19 hastalarında çok sık görülen venöz tromboembolizm (pıhtı) görülme sıklığını azaltmak amacı ile; kan sulandırıcı ilaçlar (antikoagülan tedavi) yapılmış özellikle yoğun bakım hastalarında ölüm oranlarının azalması ile ilişkisi kanıtlanmış önerilen ve çok faydalanılan bir tedavidir.

Antikor tedavisi, iyileşmiş bireylerin kanından alınan antikorlar, şu anda üzerinde çalışılmakta olan iyi bir seçenek gibi görülmektedir. SARS-CoV-2'li tek bir hastanın tedavisi için gerekli olan antikor dozunun, SARS-CoV-2 enfeksiyonundan kurtulan en az üç hasta tarafından gerçekleştirilen antikorların izole edilmesi ile elde edilebileceği hesaplanmıştır. Bu tedavi yönteminin ayrıntılarının belirlenmesi için klinik çalışmalar devam etmektedir. 

Günümüze gelindiğinde, 
1. Bulaşı önlemek; Bu amaçla çok çaba gösterilse de yeterli seviyeye ulaşılamamıştır.
2. Enfeksiyon etkeninin vücutta tutunma ve çoğalmasını engelleyecek, yada virüsü inaktif hale getirerek ortadan kaldıracak ilaçlar; henüz elimizde bu virusa etkilidir diyebileceğimiz bir ilaç yoktur, araştırmalar devam etmektedir.
3. Enfeksiyon etkeninin vücutta meydana getireceği hasara engel olmak yada hasarı tedavi etmek; tam olarak yeterli olmasa da bu konuda çok ilerledik, etkili ve başarılı tedavi yöntemlerini geliştirmeyi başardık.